Oyuna Düşkün Tilki Tofi’nin Masalı

Oyuna Düşkün Tilki Tofi’nin Masalı

Temmuz 5, 2025 0 Yazar: Uyku Masalları

Tilki Tofi, ormanda düzenlenen pazara ailesi için meyve toplamaya gönderilir. Ancak arkadaşlarıyla oyun oynarken topladığı meyveleri güneşin altında unutur. Sonunda sorumluluğunu öğrenir ve hatasından ders çıkarır.


Bir varmış bir yokmuş, Çamlık Ormanı’nın yeşil mi yeşil, serin mi serin derinliklerinde yaşayan küçük bir tilki varmış. Adı Tofi’ymiş. Tofi, kocaman kuyruğu, turuncu parlayan tüyleri ve bitmek bilmeyen enerjisiyle ormanın en hareketli hayvanıymış. Ama ne yazık ki Tofi’nin bir huyu varmış: Ne zaman bir görev verilse, aklı hemen oyunlara kayarmış. Tofi’nin annesi, sabırlı ve sevgi dolu bir tilkiymiş. Her sabah kahvaltıda çocuklarına sorumluluk bilincini aşılamak için kısa kısa hikâyeler anlatırmış. O gün kahvaltı masasında, “Bugün Orman Pazarı var,” demiş. “Tofi’ciğim, senden önemli bir şey isteyeceğim. Pazara git ve şu sepeti doldur: biraz böğürtlen, biraz da elma getir. Akşam reçel yapacağız.”

Tofi heyecanla başını sallamış. “Tabii anne! Merak etme, hepsini alırım,” demiş ve sepeti alıp neşeyle dışarı fırlamış. Yol boyunca ıslık çalan Tofi, böğürtlen çalılarının olduğu açıklığa varmak üzereyken bir ses duymuş. “Tofiii!” diye bağırmış sincap Minno. “Saklambaç oynuyoruz! Tavşan Lilo da geldi. Geliyor musun?” Tofi sepetine bakmış. “Ben hemen meyveleri toplayıp döneceğim, sonra size katılırım,” demiş. Ama oyun sesleri, kahkahalar ve zıplayan arkadaşlarını görünce dayanamamış. “Bir tur oynayayım, sonra toplarım,” demiş. O oyun, bu oyun derken vakit geçmiş, saat öğleni bulmuş. Güneş tam tepedeymiş. Tofi, sepeti çalıların altına koymuş, hiç gölgeye çekmemiş. Minno, Lilo ve köstebek Bubu’yla dal üstünde yürüme yarışı yaparken zamanın nasıl geçtiğini hiç fark etmemiş. Sonra birden tavşan Lilo, “Tofi, güneş batmak üzere!” diye seslenmiş. Tofi bir anda olduğu yerde durmuş. “Sepetim!” diye bağırmış. Koşa koşa çalının altına gitmiş. Sepet yerindeymiş ama içindeki meyveler buruş buruş olmuş, bazılarının üstünde karıncalar dolaşıyormuş. Tofi’nin içi burkulmuş. “Annem bunca emekle anlatıyor, ben yine oyuna daldım,” diye mırıldanmış. Yavaşça sepeti eline alıp başı önde eve doğru yürümüş. Annesi kapıyı açmış. Tofi’nin halini görünce ne olduğunu anlamış. “Tofi’ciğim, meyveleri getirdin mi?” Tofi gözleri dolu dolu, utanarak sepeti uzatmış. “Özür dilerim anneciğim. Arkadaşlarım çağırınca bir tur oynayayım dedim ama sonra… zaman geçti, meyveler güneşte kaldı. Hepsi ezildi.” Annesi Tofi’nin mahcubiyetini görünce sinirlenmemiş, sadece derin bir nefes almış. “Tofi, herkes hata yapabilir. Ama önemli olan hatasından ders çıkarabilmek. Bu seferlik ben seni affediyorum. Ama unutma, önce görev sonra oyun gelir.” Tofi başını sallamış. O gece kendi kendine söz vermiş: Ertesi sabah ilk iş pazara gidecek, en taze meyveleri toplayacak, bu sefer görevini eksiksiz yerine getirecekmiş.

Oyuna Düşkün Tilki Tofi’nin Masalı

Ve gerçekten de ertesi sabah, Tofi gün doğarken uyanmış. Sepetini koluna takmış, uykulu gözlerle ama kararlı adımlarla pazara gitmiş. En kırmızı elmaları, en parlak böğürtlenleri seçmiş. Hatta komşuları için de birkaç ekstra sepet taşımış. Minno onu oyun oynamaya çağırınca da, “Görevimi bitirmeden gelmem,” demiş gülerek. Evine döndüğünde annesi sepeti görünce çok mutlu olmuş. “İşte bu!” demiş. “Gerçek sorumluluk budur. Bugün seninle birlikte reçel yapacağız, sonra da hep birlikte yiyip oyun oynayacağız.” O gün mutfak reçel kokmuş, akşam sofrasında kahkahalar yükselmiş. Tofi hem midesini hem de kalbini tatlı tatlı doyurmuş. En önemlisi de, artık oyunla görevi dengelemeyi öğrenmiş.

Miniklerimizin ilgisini çekebilir;  Arı Moli'nin Masalı

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.