
Uyku Perisi ve Ege’nin Masalı
Ekim 6, 2025Zamanında uyumayı sevmeyen Ege, bir gece odasına gelen Uyku Perisi sayesinde uyumanın aslında ne kadar önemli ve faydalı olduğunu öğrenir.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde şehrin birinde yaşayan, Ege isminde sevimli bir çocuk varmış. Ege, 7 yaşındaymış, oyun oynamayı, resim yapmayı, bisiklete binmeyi çok severmiş. Ege bir çok şeyi sevmesine rağmen uyumayı hiç sevmezmiş. Annesi “Ege uyku zamanı” dediğinde, yüzü asılır, uykuya dalmakta zorlanırmış. Annesi ve babası uykunun faydalarını her gün anlatsa da Ege, tavana bakar, oyuncağıyla konuşur, hatta bazen battaniyesinin altında kitap okumaya kalkışırmış.
Günlerden bir gün, Ege zorla yatağına girmiş, annesinin getirdiği ballı sütü içmiş. Annesi gece lambasını açmış ve oğlunu öpüp, iyi geceler dilemiş. Fakat Ege’nin hiç uykusu yokmuş, atağında içinde dönüp durmuş, tam yataktan kalkıp oyun oynayacakken, odada hafif bir ışık parlamış. Önce Ege bunun bir fener olduğunu sanmış ama ışık giderek büyümüş ve içinde minicik, kanatları parlayan bir peri belirivermiş. “Merhaba Ege,” demiş peri tatlı bir sesle. “Ben Uyku Perisi Luna. Her gece çocukların odalarına uğrarım ama senin odana girmem uzun sürdü. Çünkü uyumuyorsun!” Ege şaşkınlıkla gözlerini açmış. “Peri mi? Gerçekten peri misin?” “Evet,” demiş Luna gülerek. “Ve seninle konuşmam gerekiyor. Çünkü zamanında uyumaman seni düşündürüyor.” Ege omuzlarını silkelemiş. “Ama uyumak çok sıkıcı! Uyumazsam daha çok oyun oynayabilirim, daha çok şey öğrenebilirim.” Luna kanatlarını çırpmış ve sihirli değneğini sallamış. “O halde sana uyumanın ne işe yaradığını göstereyim.” Bir anda odası dönmeye başlamış. Ege, yatağından havalanmış gibi hissetmiş. Gözlerini açtığında kendini bambaşka bir yerde bulmuş. Burası Rüyalar Ülkesi’ymiş. Gökyüzü pamuk gibi bulutlarla dolu, etraf rengarenk çiçeklerle kaplıymış. Çocuklar kuşlarla uçuyor, kedilerle konuşuyor, dev ağaçların dallarında saklambaç oynuyorlarmış. “Burası neresi?” diye sormuş Ege şaşkınlıkla. “Burası uyuyan çocukların geldiği yer,” demiş Luna. “Her gece vücutları dinlenirken hayal güçleri buraya gelir. Burada eğlenir, öğrenir ve büyürler.” Biraz ilerlediklerinde, Ege küçük bir grup çocuğun dev bir kitap ağacının altında toplandığını görmüş. Her yaprağında farklı bir bilgi yazılıymış. “Peki bu ne?” diye sormuş. “Uyuyan çocukların beyinleri, öğrendiklerini burada düzenler,” demiş Luna. “Gündüz öğrendiklerini unutmazlar çünkü gece uyuduklarında beyinleri onları sıraya koyar.” Sonra birlikte bir gölete gitmişler. Orada çocukların kasları ve kemikleri parıldıyormuş. “Bedenleri neden ışıldıyor?” diye sormuş Ege. “Çünkü uyku, büyümeleri için gereken zamanı onlara verir,” demiş Luna. “Sen uyumadığında, vücudun dinlenemez, yeni güne hazır olamaz.” Ege hayretle etrafa bakmış. “Demek uyumak sadece sıkıcı bir şey değilmiş…” Luna gülümsemiş. “Elbette değil. Uykuda vücudun güçlenir, beynin gelişir, hayal gücün büyür. Uyanık kaldığında belki birkaç saat daha oyun oynarsın ama ertesi gün yorgun ve isteksiz hissedersin.” Tam o sırada rüyalar ülkesinde bir zil çalmış. “Şimdi uyanma zamanı,” demiş Luna. “Ama unutma, her gece zamanında uyursan buraya gelebilir, hem eğlenip hem de büyüyebilirsin.”

Ege gözlerini kapatmış ve kendini yeniden yatağında bulmuş. Sabah güneşi odasını aydınlatırken hiç olmadığı kadar dinç ve mutlu hissediyormuş. Annesi içeri girdiğinde Ege hemen doğrulmuş. “Anne! Artık her gece erken yatacağım!” Demiş. Annesi şaşkınlıkla gülmüş. “Gerçekten mi? Nerden çıktı bu karar?” Diye sormuş. Ege gülümsemiş. “Çünkü uyumak büyümek demekmiş. Ve ben büyümeyi çok istiyorum!” O günden sonra Ege, uyku saatini hiç aksatmamış. Yatmadan önce oyuncağını yerine koyar, dişlerini fırçalar ve yatağına girermiş. Bazen Luna’nın ışığını penceresinde görür, bazen de rüyalar ülkesinde onunla yeniden buluşurmuş.Ve artık her sabah, yeni güne enerji dolu ve mutlu bir şekilde uyanırmış.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.


