
Bulut Bulu’nun Masalı
Nisan 17, 2025Bulutların arasında gezinmeyi seven minik ve meraklı bir bulut olan Bulu, bir gün sadece yağmur değil, renkler de taşıyabileceğini keşfeder. Gökyüzünden yeryüzüne uzanan bu sihirli yolculukta, neşeyi paylaşmanın güzelliğini öğrenir.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde gökyüzünün maviliklerinde yaşan Bulu adında bir bulut varmış. Bulu diğer bulutlar gibi bembeyaz ve yumuşacıkmış. Ama diğer bulutlardan farklı bir özelliği varmış o da çok meraklı olmasıymış. Her bulutun bir görevi varmış. Kimisi sadece gölgelik yapar, kimisi yağmur taşır, bazılarıysa yıldırım getiren kara bulutlar olurmuş. Bulu ise her zaman dolaştığı yerlerde dolaşmak istemez, yeni yerler keşfetmek için can atar, uzak yerleri görmek, okyanusların üstünde süzülmek, dağların doruklarına dokunmak istermiş.
Bulu’nun bu isteği tüm bulutlar tarafından bilinirmiş. Fakat hiç biri Bulu kadar cesaretli değilmiş. Günlerden bir gün Bulu, gökyüzünde süzülürken yanına yaşlı bir bulut gelmiş. Bulu, yaşlı bulutu görünce merakına yenik düşmüş ve ona uzak yerlere gidip gitmediğini sormuş. Yaşlı bulut, bu soruyu duyunca çok duygulanmış. Çünkü o yıllar önce Bulu gibi o da hayaller kurmuş ama hayallerini hiç gerçekleştirememiş. Yaşlı Bulut, Bulu’ya cesaret vermiş, yeni yerler keşfetmesi için onu yüreklendirmiş. Bulu artık kararlıymış, yolculuk vakti çok yakınmış. Günler hızla geçip gitmiş, Bulu hazırlıklarını tamamlamış. Sabah uyandığında etrafına bakmış, güneş parıl parıl parlıyor, kuşlar göç hazırlığı yapıyormuş. Bulu içinden “Artık zamanı geldi” demiş ve gidip arkadaşlarıyla vedalaşmış. Kendi macerası için yola çıkmak için hazırmış. İlk olarak yemyeşil ormanların üzerinden geçmiş. Ağaçların arasında zıplayan sincapları, şarkı söyleyen kuşları izlemiş. Sonra büyük bir denizin üzerinde süzülüp, dalgalara takılan balık sürülerine yukarıdan el sallamış. Bulu, gittiği her yerde gülümsüyor, rüzgârla dans ediyormuş. Ama bir gün, bir şehre vardığında havada farklı bir şey dikkatini çekmiş. Gökyüzü solgun görünüyormuş. Çocuklar dışarıda oyun oynamıyor, insanlar başlarını kaldırıp gökyüzüne bakmıyormuş. Şehir de adeta renkler kaybolmuş. Bunu gören Bulu çok üzülmüş. İçinden “Gökyüzü güzel olmazsa, dünya da neşesini kaybediyor,” diye düşünmüş. İnsanlar için bir şey yapmak istiyormuş ama ne yapacağını bilmiyormuş. Tam o sırada gökyüzünde beliren bir gökkuşağı Bulu’ya yaklaşmış. Gökkuşağının adı Renga imiş. Renga, her yağmur sonrası ortaya çıkar, renkleri yeryüzüne taşırmış. Renga “Merhaba Bulu,” demiş. “Bu şehre uzun zamandır yağmur düşmedi. Renkler unutuldu. Ama belki sen yardım edebilirsin.” diye devam etmiş. “Ben mi?” demiş Bulu şaşkınlıkla. “Ama ben sadece yumuşak bir bulutum. Renk taşıyamam ki…” Renga gülümsemiş. “İnan bana, içinde taşıdığın neşeyle renkleri bile uykudan uyandırabilirsin. Sadece denemelisin.” demiş. Bulu bir an düşünmüş. Sonra kocaman bir nefes almış, gökyüzündeki tüm güzel anılarını hatırlamış: Ormandaki kuşları, denizin üstündeki dalgaları, dağların zirvesinden süzülen rüzgârı… Bu anılarla içi parıldamaya başlamış.

Ve o anda… Bulu’nun tüy gibi hafif beyazı, pastel renklere dönüşmüş. Hafif pembeler, yumuşak maviler, sıcak sarılar arasında adeta bir renk cümbüşü oluşmuş. Artık sadece bir bulut değil, renkli bir umut taşıyıcısıymış. Bulu, o kasabanın üstüne süzülmüş ve hafif bir yağmur bırakmaya başlamış. Ama bu yağmur, sıradan bir yağmur değilmiş. Yağmur damlaları renkliymiş. Ne yere çamur olmuş, ne elbiseler lekelenmiş. Bunu fark eden çocuklar hemen dışarı çıkmış. Sokaklarda gülme sesleri yükselmiş, balkonlarda ki çiçekler açmış, herkesin gözleri parıl parıl parlamaya başlamış. Artık gökyüzü renksiz değil, umut dolu rengarenk bir yuvaymış. Bulu görevini tamamladığında Renga yine yanına gelmiş. “Gördün mü?” demiş. “Sadece bir bulut olabilirsin ama içindeki güzellikleri paylaştığında dünya değişir.” diye devam etmiş. O günden sonra Bulu, gökyüzünün özel bir elçisi olmuş. Nerede bir renk solsa, neşe eksik olsa, oraya doğru süzülürmüş. Ve her gittiği yerde küçük damlalarla birlikte umut bırakmış. Gökyüzü, o günden sonra hep biraz daha renkliymiş. Çünkü orada, içinde sevgi ve merak taşıyan bir bulut yaşarmış: Gezgin Bulut Bulu.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.