
Zıpır Tavşan Titi ve Sabır Ağacı Masalı
Mayıs 15, 2025Bir varmış bir yokmuş… Uzak diyarlarda, masmavi gökyüzünün altında yemyeşil bir ormanda yaşayan Titi adında bir tavşan varmış. Titi’nin en dikkat çeken özelliği inanılmaz enerjisiymiş. Sabah güneş doğar doğmaz yataktan fırlar, orman okuluna ilk o varırmış. Koşarken toz bulutları çıkarır, konuşurken bile cümleleri arka arkaya sıralarmış. Bu yüzden ormandaki herkes ona “Zıpır Titi” dermiş.
Titi her işi en hızlı yapan olmakla övünürmüş. Dersleri en önce bitiren, yemek molasında en çabuk doyan, oyunlarda hep en önde koşan hep oymuş. Ama bu acelecilik yüzünden yaptığı işlerin detaylarını kaçırır, güzellikleri fark etmezmiş. Diğer hayvanlar onun hızına yetişemez, bazen arkasından sadece rüzgârını hissedermiş. Titi’nin en yakın arkadaşı olan sincap Mina, bu duruma biraz üzülüyormuş. “Titi,” dermiş, “Sen çok hızlısın ama hiçbir şeyi tam göremiyorsun. Bugün sabah gölette bir gökkuşağı yansıması oldu, sen oradan geçtin ama fark etmedin bile.” Ama Titi bu sözlere gülüp geçermiş: “Benim için önemli olan işlerimi hızlıca bitirmek. Güzellikleri sonra da görürüm!” dermiş. Bir gün, orman okulunun öğretmeni Ceylan Pofu, sınıfa özel bir görev vermiş. “Bugünkü dersimiz: Sabır,” demiş. “Her öğrenciye birer tohum vereceğim. Bu tohumları kendi seçtiğiniz bir yere ekecek ve büyümesini gözlemleyeceksiniz. Bu, aceleye gelmeyen bir iştir.” Titi, görevi alır almaz soluğu okulun yanındaki açıklıkta almış. Tohumunu toprağa koymuş, üstünü kapatmış ve sabırsızca sormuş: “Ne zaman büyüyecek?” Ceylan Pofu gülümsemiş: “Sabırlı ol Titi. Her gün sulamalı, güneş almasını sağlamalısın. Sonra beklemelisin. Bu bitki büyürken sen de bir şeyler öğreneceksin.” demiş. Titi her sabah tohumunun yanına gider, sulamasını yapar ama bir türlü sabredemezmiş. İlk üç gün her saat başı gelip toprağı kontrol ediyormuş. “Neden hâlâ çıkmadı? Bu çok yavaş!” diye söylenip duruyormuş. Beşinci gün geldiğinde, sincap Mina da kendi tohumunu kontrol etmek için gelmiş. Ama onun toprağında minicik bir filiz belirivermiş. Titi şaşkınlıkla bakmış. “Nasıl olur? Benimki hâlâ çıkmadı!” Mina gülümsemiş: “Ben her sabah gelip suyunu veriyorum, sonra biraz oturup şarkı söylüyorum. Toprağın da huzur sevdiğini düşünüyorum.” Titi bu sözleri duyunca içine bir merak düşmüş. O günden sonra sabah sulamasını yaptıktan sonra bir süre tohumunun yanında oturup etrafa bakmaya başlamış. İlk kez sabah güneşinin yapraklara nasıl vurduğunu, kuşların sabah melodilerini, karıncaların sırayla yürüyüşünü fark etmiş. Her gün biraz daha uzun kalmış, acele etmeden etrafı izlemiş. Bir hafta sonra, bir sabah Titi’nin gözleri parlamış, tohumun bulunduğu yerde minicik bir yeşil tomurcuk filizlenmiş! Titi heyecanla ama sessizce oturmuş, hiç bağırmamış bu sefer. Yavaşça gülümseyerek “Hoş geldin küçük sabır çiçeği,” demiş.

Zamanla Titi’nin bitkisi büyümüş, yaprakları ormanın en yeşil tonunu taşıyan, ortasında morumsu çiçekleri olan harika bir ağaca dönüşmüş. Bu ağaca ormandaki herkes “Sabır Ağacı” demeye başlamış. Titi ise artık eskisi kadar koşturmuyormuş. Hâlâ enerjik ve çalışkanmış ama artık sabretmenin, yavaşlamanın ve anın güzelliklerini fark etmenin de en az hız kadar önemli olduğunu biliyormuş. Arkadaşları onun bu haline bayılıyormuş. En çok da sabahları göletteki gökkuşağı yansımasını birlikte izlemeye gitmeyi seviyorlarmış. Ve işte böylece, Zıpır Titi, Sabırlı Titi’ye dönüşmüş. Ormanın en hızlısı olmanın yanında, en dikkatli ve huzurlu yaşayanı da artık oymuş. Masal da burada bitmiş.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.