Baran ve Kamp Günü Hikayesi

Baran ve Kamp Günü Hikayesi

Haziran 22, 2025 0 Yazar: Uyku Masalları

Baran, yaz tatilini ailesiyle birlikte bir kamp alanında geçirirken yardımlaşmanın önemini keşfeder. Doğayla iç içe geçen bu tatilde, aile içi dayanışmanın güzelliği tüm çocuklara örnek olur.


Yaz tatili Baran için hep çok özel bir zamandı. Okulun yoğun temposundan uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak en büyük hayaliydi. Bu yıl ailesi onu ve küçük kız kardeşini, dayıları ve kuzenleriyle birlikte büyük bir kamp alanına götürmeye karar vermişti. Kamp alanı yüksek dağların arasında, çam ağaçlarıyla çevrili bir yerdeydi. Gündüzleri kuş sesleri, geceleri ise cırcır böceklerinin nağmeleri yankılanıyordu.

Kamp yerine vardıklarında herkes heyecanlıydı. Babalar çadırları kurarken, anneler erzakları düzenlemişti. Baran ve kuzenleri ise çevreyi keşfe çıkmıştı. Küçük bir dere, tırmanılacak kayalıklar ve rengârenk çiçeklerle dolu bir alan onları bekliyordu. Kampın ikinci sabahı, hava biraz serin ve rüzgârlıydı. Baran gözlerini açtığında, çadırın dışından gelen rüzgâr sesi ve tencere tıngırtıları dikkatini çekti. Annesi ve teyzesi, kamp masasının başında kahvaltı hazırlamaya çalışıyorlardı ama rüzgâr sürekli peçeteleri uçuruyor, ocağın alevini söndürüyordu. Annesinin yüzündeki yorgunluk ifadesini fark eden Baran, bir anda planlarını değiştirdi. Tam kuzenleriyle keşfe çıkacakken geri döndü ve kuzenlerine seslendi: “Durun, önce annemlere yardım edelim. Sonra hep birlikte daha fazla eğleniriz!” dedi. Önce çadırdan kalın bir örtü çıkarıp masaya serdiler, rüzgârla uçmasın diye köşelerine taşlar koydular. Sonra biri çatal bıçakları dizdi, biri termoslara sıcak su koydu. Baran, ekmekleri keserken kuzeni Zeynep sandalyeleri temizledi, kardeşi Ece ise annelerine mutfak eşyalarını taşıdı. Az sonra masa hem düzenli hem de neşeli bir hal almıştı. Anne ve teyzesi gülümsedi: “Bu sabah ne güzel sürpriz oldu!” dediler. Baran’ın babası da gelip çay demleyince tam bir aile kahvaltısı sofrası kurulmuş oldu. Hep birlikte oturup yediler, şarkılar söylediler, çayın tadını çıkardılar. Günün ilerleyen saatlerinde hava birden değişti. Kara bulutlar gökyüzünü kapladı ve kısa sürede yağmur bastırdı. Herkes çadırlara koştu. Çadırın içi dağınıktı ve eşyalar yerlerdeydi. Yağmurun süreceğini fark eden Baran hemen bir fikir attı ortaya: “Hadi içeriyi birlikte düzenleyelim. Sonra kart oyunu oynarız!” dedi. İşe koyuldular. Battaniyeleri yere serdiler, kitapları ve ıslak kıyafetleri kenara aldılar. Baran küçük bir masa kurdu, kuzenleri de yastıklardan oturma köşesi yaptı. Ece, müzik kutusunu açtı ve içeride hafif bir melodi yankılanmaya başladı. Çadır adeta mini bir kamp salonuna dönüştü. Yağmur dışarıda şıpır şıpır yağarken, içeride kahkahalar yükseliyordu. Kart oyunları oynadılar, bilmeceler sordular, hatta küçük bir hikâye yarışması bile yaptılar. Baran ilk defa doğanın içinde bu kadar huzurlu ve mutlu hissetti. Yardım ettikçe işleri kolaylaştığını, eğlencenin arttığını fark etti.

Baran ve Kamp Günü Hikayesi

Akşam olup yağmur dindiğinde, tekrar dışarı çıktılar. Ateşi birlikte yaktılar, mısırlar közlediler. Baran, bu defa babasına yardım ederek tabakları hazırladı. Teyzesi onların bu çabasını görünce içtenlikle,
“Bu kampın en güzel tarafı yardımlaşmamız oldu,” dedi. Herkes sessizce başını salladı. Baran gözlerini ateşin kıvılcımlarına dikip içinden şöyle geçirdi: “Eskiden sadece oyun oynamayı düşünürdüm ama birlikte çalışınca her şey daha anlamlı oluyormuş.” Gece olup yıldızlar gökyüzünü süslerken, Baran kardeşiyle birlikte çadırlarına uzandı. O gün öğrendikleri onun kalbinde yer etmişti. Ve o gece, Baran’ın defterine yazdığı satırlar şöyleydi: “Birlikte yapılan işler yorucu değil, keyiflidir. Yardımlaşmak kampın değil, hayatın da en güzel kısmıymış.”

Miniklerimizin ilgisini çekebilir;  Efe ve Ela'nın Masal Hikayesi

Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.