
Denizin Kalbindeki Adalet Masalı
Ekim 13, 2025Bu masal, denizin derinliklerinde yaşayan cesur bir denizatı olan Serin ve arkadaşlarının, güçlü bir ahtapotun yaptığı haksızlıklara karşı durmasını anlatıyor. Serin ve dostları, birlik olup adaleti savunmanın ve sessiz kalmamanın ne kadar önemli olduğunu öğreniyorlar.
Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde masmavi suların altında, mercanların ışıl ışıl parladığı Sedef Koyu adında huzurlu bir yer varmış. Burada her renk ve boyda deniz canlısı yaşarmış, minik deniz yıldızları, zarif denizatı sürüleri, şarkı söyleyen balıklar ve deniz çayırlarında dans eden kaplumbağalar… Herkes birbirine saygı duyar, su altı dünyasında barış içinde yaşarmış.
Günlerden bir gün bu huzurlu düzeni Kara Mürekkep adında iri bir ahtapot bozmuş. Sekiz uzun koluyla mercanların arasına yerleşmiş ve orayı kendi krallığı ilan etmiş. “Burası artık benim bölgem! İsteyen geçmek istiyorsa bana inci versin!” diye gürlemiş. Küçük deniz canlıları bu duruma çok üzülmüş. Çünkü Sedef Koyu’ndan geçen yol, yiyecek bulmak için kullanılan tek geçitmiş. Fakat kimse ona karşı gelmeye cesaret edememiş. Kara Mürekkep sinirlendiğinde, mürekkebini etrafa saçar, ortalığı simsiyah eder, kimse bir şey göremezmiş. O sırada, uzak mercanlarda yaşayan genç bir denizatı varmış: Serin. Serin küçük ama yürekliymiş. Bir gün arkadaşı midye Mina, gözyaşlarıyla Serin’in yanına gelmiş. “Kara Mürekkep annemi kovdu, artık annemin bir evi yok! Kimse ona karşı çıkamıyor!” demiş titreyerek. Serin çok üzülmüş. “Bu haksızlığa sessiz kalamayız Mina. Küçük olabiliriz ama birlikte olursak güçlü oluruz,” demiş kararlılıkla. Ertesi gün Serin, Mina ve kaplumbağa Tuna, mürekkep balığı Sila ve neşeli bir balık olan Pupi ile bir araya gelmişler. Korksalar da plan yapmışlar. Sila, “Ben mürekkep bulutlarıyla onu şaşırtırım!” demiş. Tuna, “Ben kabuğumla koruma yaparım.” Serin ise, “Ben de herkesin konuşabilmesi için onu dinlemeye ikna edeceğim,” diye eklemiş. Birkaç gün sonra, grup Kara Mürekkep’in bölgesine gitmiş. Dev ahtapot onları görünce sinirlenmiş. “Yine kim gelmiş buraya? Defolun gidin, burası bana ait!” diye homurdanmış. Serin korkmadan ona doğru yüzmüş. “Deniz hepimizin evi Kara Mürekkep. Mercanlar, yosunlar, kumlar… Hiçbiri sadece sana ait değil. Sen güçlü olabilirsin ama bu, haksızlık yapma hakkı vermez!” Ahtapot şaşırmış. Küçük bir denizatının karşısında böyle cesurca konuştuğunu ilk defa görüyormuş. “Sen de mi bana meydan okuyorsun?” diye sormuş öfkeyle. O anda Sila etrafı sis gibi mürekkep bulutlarıyla kaplamış. Kara Mürekkep hiçbir şey görememiş. Tuna önüne geçmiş, Pupi etrafında dönüp dikkatini dağıtmış. Serin ise sakince konuşmaya devam etmiş: “Bak Kara Mürekkep, herkes korktuğu için sustu. Ama bu sessizlik seni haklı yapmaz. Senin gibi güçlü birinin adil olması gerek. Eğer adaletli olursan, herkes seni sever, birlikte yaşarız.” Mina da arkasından seslenmiş: “Evlerimizi geri istiyoruz, kimse sana inci vermeden geçsin!” Kara Mürekkep bir süre susmuş. Sonra derin bir iç çekmiş. “Belki de haklısınız…Kimseye böyle davranmamalıydım” demiş.

O günden sonra Kara Mürekkep, kimseye zarar vermemiş. Hatta mercanların korunmasına yardım etmiş. Küçük deniz canlıları tekrar geçitleri kullanmaya başlamış ve Sedef Koyu eski neşesine kavuşmuş. Serin ve arkadaşları o günden sonra denizlerin kahramanı ilan edilmiş. Artık ne zaman biri haksızlığa uğrasa, Serin’in sözlerini hatırlarmış: “Sessiz kalmak, haksızlığı büyütür; cesur olmak, adaleti güçlendirir.”
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.


