Tuna ve Rüzgârın Kanatları Hikayesi

Tuna ve Rüzgârın Kanatları Hikayesi

Haziran 17, 2025 0 Yazar: Uyku Masalları

Tuna’nın çöplükte bulduğu yaralı martıyı iyileştirmesi ve özgürlüğüne kavuşturması anlatılır.


Zamanın birinde, deniz kıyısında küçük bir sahil kasabasında Tuna adında bir çocuk yaşarmış. Tuna’nın en büyük tutkusu, sabahın erken saatlerinde bisikletine binip sahil boyunca gezmekmiş. Rüzgâr yanaklarını okşarken kuşların sesini dinlemek, denizin tuzlu kokusunu içine çekmek ona kendini çok mutlu hissettirirmiş. Tuna’nın evi, limana yakın, rengârenk çiçeklerle süslenmiş bir evmiş. Evlerinin önünde küçük bir bahçeleri varmış. Annesi o bahçede lavanta, papatya ve nane yetiştirirmiş. Tuna ise çiçeklerin arasına kuş yemlikleri yerleştirir, gelen serçeleri, kumruları sessizce izlemeyi çok severmiş.

Tuna bir sabah, her zamanki gibi erkenden uyanıp bisikletine atlamış. Liman tarafına doğru giderken yol kenarındaki eski bir çöplüğün orada bir şeyin kıpırdadığını fark etmiş. Yaklaştıkça bunun büyükçe bir kuş olduğunu görmüş. Yere çömelip dikkatlice bakınca bunun bir martı olduğunu anlamış. Ama martının bir kanadı incinmiş ve zavallı kuş acı içinde çırpınıyormuş. Tuna hemen bisikletinden inmiş. Martı ilk başta korkmuş ve kaçmaya çalışmış ama Tuna’nın yumuşak sesi ve nazik hareketleri onu biraz olsun rahatlatmış. Tuna montunu çıkarıp martıyı dikkatlice sarmış. “Korkma küçük kuş, sana yardım edeceğim,” demiş. Martıyı kucağına alıp hızla eve doğru pedal çevirmeye başlamış. Eve vardığında annesi kapıda onu martıyla görünce önce şaşırmış ama sonra gülümsemiş. Oğlunun merhametli kalbini çok iyi bilirmiş. Hemen içeri geçip bir kutuya yumuşak havlular sermişler ve martıyı içine yerleştirmişler. Ardından kasabanın veterinerini aramışlar. Veteriner gelip martıyı muayene etmiş. “Kanadında derin bir kesik var ama iyi bakılırsa birkaç haftada toparlanabilir. En önemlisi onu sakin ve temiz bir ortamda tutmak,” demiş. Tuna bu sözleri dikkatle dinlemiş. Martıya “Rüzgâr” adını vermiş, çünkü onun bir gün yeniden gökyüzünde süzülmesini çok istiyormuş. O günden sonra Tuna’nın sabahları daha da heyecanlı geçmeye başlamış. Gün doğmadan kalkar, önce Rüzgâr’ın yemini ve suyunu hazırlar, sonra kanadına veterinerin verdiği kremi sürermiş. Onunla konuşur, ona kitap okurmuş. “Bak Rüzgâr,” dermiş, “Güneş bugün de güzel doğdu. Sen iyileşince birlikte gökyüzüne bakacağız.” Rüzgâr ilk günler hareketsizce dururken, zamanla başını çevirmeye, gözleriyle Tuna’yı takip etmeye başlamış. Bir hafta sonra kanadını hafif hafif kıpırdatmış. Tuna bu ilerlemeye çok sevinmiş. Gün geçtikçe martının sesi de çıkmaya başlamış. Özellikle dışarıdan başka kuşların sesi geldiğinde “gaak gaak” diye ses verirmiş. Tuna, bahçede Rüzgâr için ayrı bir köşe hazırlamış. Küçük bir çit, temiz taşlar, taze su ve biraz kumla küçük bir kuş alanı yapmış. Rüzgâr orada hem güneşleniyor hem de iyileşmeye devam ediyormuş. İki hafta geçmiş. Artık Rüzgâr’ın kanadı neredeyse tamamen iyileşmiş. Kanatlarını güçlü şekilde çırpmaya başlamış. Hatta bazen kutusundan çıkıp kısa mesafede zıplar gibi yürüyormuş. Tuna bu duruma çok sevinmiş ama aynı zamanda biraz üzülmeye başlamış. Çünkü Rüzgâr uçmaya başladığında ondan ayrılma zamanı da gelecekmiş.

Tuna ve Rüzgârın Kanatları Hikayesi

Bir sabah Tuna annesine dönmüş ve demiş ki: “Anne, Rüzgâr artık iyileşti. Sanırım uçmak istiyor.” Annesi gülümseyerek, “O zaman onu sahile götürme zamanı geldi,” demiş. Tuna, Rüzgâr’ı dikkatle kutuya koymuş. Bisikletine atlayıp annesiyle birlikte sahile doğru yola çıkmışlar. Sahile vardıklarında Rüzgâr kutudan çıkmış ve rüzgârı koklayarak etrafına bakınmış. Gökyüzü masmaviymiş. Birkaç martı yukarıda uçuyormuş. Tuna, Rüzgâr’ı avuçlarına alıp “Artık özgürsün,” demiş. Martı başını kaldırıp göğe doğru bakmış. Sonra kanatlarını açmış ve bir hamlede gökyüzüne doğru yükselmiş. Tuna ve annesi onu uzun süre gözleriyle takip etmişler. Rüzgâr önce bir daire çizmiş, sonra deniz üstüne doğru süzülmüş. Ardından bir grup martıya katılmış ve gözden kaybolmuş. Tuna’nın gözlerinde mutlulukla karışık bir hüzün varmış. Ama kalbi hiç bu kadar sıcak hissetmemiş. Annesine dönüp, “Başka yardıma ihtiyacı olan bir hayvan görürsem, ona da yardım edeceğim,” demiş. Annesi ise gözleri dolu dolu, “Senin gibi çocuklar sayesinde dünya daha güzel bir yer olacak,” demiş.

Miniklerimizin ilgisini çekebilir;  Bu Dünya Bizim Hikayesi

Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.