
Arı Kovanındaki İki Yürek Masalı
Haziran 10, 2025Bu masal, ormanın ortasında yaşayan iki kardeş arı; Pırıltı ve Gümüş’ün farklı kişilikleri yüzünden nasıl uzaklaştığını, fakat bir kriz anında yeniden birbirlerini anlamayı öğrenip yeniden yakınlaştıklarını anlatır.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde Uçan Çiçekler Ormanı’nın ortasında, kocaman ve düzenli bir arı kovanı varmış. Bu kovanda, kraliçe arının en sevdiği iki çocuk torunu yaşarmış: Pırıltı ve Gümüş.
Pırıltı, rengârenk kanatlarıyla sabırsız ve cesur bir arıymış. Her yeni çiçeği keşfetmek, farklı yerlere uçmak onun tutkusuymuş. Kurallar onu pek ilgilendirmezmiş, yeter ki macera olsun! Gümüş ise tam tersine, düzeni seven, planlı çalışan, araştırmacı bir arıymış. Her sabah nektar toplama rotasını çizer, gününü verimli geçirmek istermiş. Onun için önemli olan işler bitmeden oyun olmazmış. İki kardeş her ne kadar aynı kovanı paylaşsalar da huyları çok farklıymış. Gün geçtikçe bu farklar yüzünden anlaşmazlıklar başlamış. Pırıltı, Gümüş’ün “sıkıcı” olduğunu düşünürken, Gümüş de Pırıltı’nın “düşüncesizce” davrandığını sanıyormuş. Aralarındaki tartışmalar artınca, artık birlikte görev almamaya başlamışlar. Zamanla Pırıltı, uzak çayırlarda yalnız keşif uçuşlarına çıkmaya başlamış. Gümüş ise kovanın içinde kalarak, araştırmalarına ve düzenlemelerine devam etmiş. Yıllar böylece geçmiş. Artık sadece bayram günlerinde selamlaşıyor, sonra yine kendi köşelerine çekiliyorlarmış. Bir gün, ormana yabancı bir tehlike yaklaşmış: dev bir ayı! Bu ayı, bal kokusunu almış ve kovanı bulmak üzereymiş. O sabah Pırıltı, çiçek toplamaktan dönerken dev ayıyı fark etmiş. Koşarak kovana haber vermek istemiş ama rüzgârlı havada yönünü şaşırmış, bir ağaca çarpıp kanadını incitmiş. Ayı git gide kovana yaklaşırken, Gümüş alarm zillerini duyup dışarı bakmış. Fakat Pırıltı’nın eksik olduğunu fark edince endişelenmiş. Kendi hazırladığı eski bir haritayla hemen kardeşini aramaya çıkmış. Onu ağacın altında bulup sırtına almış ve kovana taşıyarak güvenli bir bölmeye yerleştirmiş. O gece boyunca Pırıltı’nın başında durmuş, ona çorba yapmış, kanadına bal sürmüş. Pırıltı ise şaşkın ama minnettarmış. “Ben senin sabrını hiç fark etmemişim,” demiş. “Ve ben de senin cesaretini küçümsemişim,” demiş Gümüş. Birbirlerine sarılmışlar.

Ayı, ertesi gün ormanın bekçileri olan kartallar tarafından uzaklaştırılmış. Tehlike geçtikten sonra kovan büyük bir şenlik düzenlemiş. Ama en büyük sevinç, yıllar sonra kalplerini yeniden birleştiren iki kardeşe aitmiş. Artık Pırıltı ile Gümüş, farklılıklarını kabul ediyor, birbirlerinden öğreniyor, birlikte çalışıyorlarmış. Biri harita çizerken diğeri keşfe çıkıyor, biri plan yaparken diğeri moral veriyormuş. Uçan Çiçekler Ormanı’nda, kardeşliğin en tatlı balı, sevgiyle örülen bu hikâyeymiş. Ve o kovan, yıllar boyunca neşeyle uğuldamış…
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.