
Sihirli Tahta Parçası Masalı
Nisan 11, 2025Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak diyarların birinde, sevimli bir kasaba da yaşayan Elif adında küçük bir kız çocuğu yaşarmış. Elif’in yaşadığı kasabada rengarenk çiçekler, uçuşan kelebekleri koşuşan sincaplar varmış. Küçük kız bu yüzden günlerinin çoğunu doğada gezerek geçirir, taşları, ağaçları ve eski eşyaları incelermiş.
Günlerden bir gün Elif’in okuldan çıkış saati gelmiş ve annesi onu almaya gitmiş. Anne kız eve dönüş yoluna geçtiğinde Elif bu sefer farklı bir yoldan eve gitmek istediğini söylemiş. Annesi biraz düşünmüş ve uzak bir yol olan eski demiryolunu seçmiş. Burası yıllar önce kullanılan bir yolmuş fakat kasabadan artık ren geçmediği için demir yolu kullanılmaz hale gelmiş. Demir yolu artık çimlerle kaplanmış, anne kız dikkatli bir şekilde yürürken, Elif’in gözüne bir tahta parçası çarpmış. Hemen tahtanın yanına gitmiş ve dikkatlice onu yerden almış. “Anne bu diğer tahtalar gibi değil, baksana nasıl güzel parlıyor” demiş. Annesi kızına hak vermiş ve onu almasına izin vermiş. Elif tahta parçasını çantasına koymuş, eve doğru yürümeye devam etmiş. Eve gittiğinde, daha önce topladığı eski eşyaların yanına, tahtayı koymuş. Onunla ne yapacağını düşünmeye başlamış. Daha önce doğadan bulduğu eşyaları boyamış, onlarla yeni eşyalar yapmış ama bu tahta parçasının orijinal halini bozmak istememiş. İçinden bir ses onun çok özel bir şey olduğunu söylüyormuş. Elif o akşam ödevlerini yapmış, ailesiyle birlikte yemek yemiş, oyun oynamış ve uyku saati geldiğinde yatağına yatmış. Annesi kızını öpmüş ve ışığı kapatmak için kalktığında, “Anne bu tahtayı yarın arkadaşlarıma gösterebilir miyim? Onu arkadaşlarımın da görmesini istiyorum” demiş. Annesi “Tabi ki de kızım, nasıl istersen” demiş ve Elif sevinçle uykuya dalmış. Aradan bir kaç saat geçmiş, evde ki herkes uykuya daldığında Elif’in odasında hafif bir ışık belirmiş. Gözlerini ovuşturup ışığın geldiği yöne bakmış. Işık, tahta parçasından geliyormuş. Birden tahta parçası konuşmaya başlamış: “Merhaba Elif. Ben bir zamanlar dilek tahtasıydım. Yüzyıllardır beni bulan herkes beni sakladı, kimseyle paylaşmadı. Ama sen… Sen beni arkadaşlarınla paylaşmayı düşündün. Bu yüzden seninle konuşuyorum.” Elif çok şaşkınmış ne diyeceğini bilemiyormuş. Daha sonra şaşkınlığını giderip, gülümseyerek “Sen gerçekten sihirli bir tahta mısın? İstediğim dilekleri gerçekleştirebilecek misin?” diye sormuş. Tahta “Evet ben bir sihirli dikel tahtasıyım. İstediğin dileği yerine getiririm ama benimde bazı şartlarım var. Sadece iyilik içeren ve başkalarıyla da paylaşılabilecek olan dilekleri gerçekleştiririm” demiş. Elif çok şaşkınmış, bir süre daha tahtayla konuşup tekrar uykuya dalmış. Ertesi gün Elif, okuldan en yakın arkadaşlarını çağırmış: Ali, Zeynep, Mert ve Yasemin. Hepsi Elif’in evine gelmiş. Elif, onlara tahta parçasını göstermiş ve olanları anlatmış. Başta kimse inanmamış ama sonra tahta tekrar parlamış ve konuşmuş. Her çocuğa bir dilek hakkı vermiş. Ali, kasabanın kütüphanesine daha çok kitap gelmesini dilemiş. Zeynep, komşularına yemek ulaştırmak için bir gıda paylaşım dolabı istemiş. Mert, okul bahçesine çiçekli bir oyun parkı dilemiş. Yasemin ise, kasabadaki yaşlılara yardım etmek için bir çocuk kulübü kurulmasını dilemiş. Elif’in dileği ise çok özelmiş: “Ben de herkesin kalbindeki iyiliğin hiç kaybolmamasını diliyorum.”

Sihirli tahta hepsinin dileğini yerine getirmiş. Kasaba kısa sürede bambaşka bir yere dönüşmüş. İnsanlar daha mutlu, daha paylaşımcı olmuş. Elif ve arkadaşları, sihirli tahta sayesinde paylaşmanın gücünü bir kez daha keşfetmişler. Masal bu ya, sihirli tahta o günden sonra bir daha konuşmamış. Ama Elif ve arkadaşlarının kalbinde onun ışığı hep parlamış. Ve masal da burada bitmiş.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.