Tembel Bal Arısının Masalı

Tembel Bal Arısının Masalı

Ekim 20, 2025 0 Yazar: Ezgi E.

Naya, kovanın en tembel arısıymış. Çalışmayı sıkıcı bulduğu için hep oyun oynamayı seçermiş. Ancak bir gün çiçeklerin solduğunu ve bal stoklarının azaldığını görünce, çalışmanın aslında ne kadar değerli olduğunu öğrenmiş.


Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünün en parlak maviliğinde bir orman varmış. Bu ormanda rengarenk çiçekler açar, kuşlar şarkı söyler, kelebekler dans edermiş. Ormanın ortasında kocaman bir kovan dururmuş. İşte bu kovanın içinde yüzlerce bal arısı yaşarmış. Her biri sabahın ilk ışıklarıyla uçar, çiçeklerden polen toplayarak bal yaparmış. Ama bir arı varmış ki diğerlerinden biraz farklıymış, adı da Naya imiş. Naya, altın sarısı kanatlarıyla çok güzel bir arıymış ama bir o kadar da tembelmiş. Güneş doğduğunda diğer arılar işe koşarken, Naya kovanın içindeki bir petekte kıvrılır, “Biraz daha uyusam ne olur ki?” dermiş.

Günlerden bir gün, sabahın erken saatlerinde, kovanın en yaşlı arısı olan Kraliçe Arı Mira, tüm arıları toplamış: “Sevgili arılarım,” demiş yumuşak ama ciddi bir sesle, “Yaz yaklaşıyor. Daha fazla bal yapmamız gerek. Herkes görevine dikkat etsin.” Tüm arılar kanat çırpmış. “Evet kraliçem!” diye bağırmışlar. Bir tek Naya sessiz kalmış. “Benim biraz dinlenmeye ihtiyacım var,” demiş içinden, “zaten diğerleri yeterince çalışıyor.” O gün Naya hiç dışarı çıkmamış. Diğer arılar sabahın erken saatinden akşama kadar polen toplamış. Naya ise kovanın içindeki sıcak petekte pinekleyip bal yalayıp durmuş. Akşam olunca Liro adında genç bir arı yanına gelmiş. “Naya, neden bize yardım etmiyorsun? Yarın yağmur yağabilir, bal stoklarımız azalıyor,” demiş. Naya gülümsemiş: “Ne olacak ki Liro? Bir gün çalışmasam dünya mı durur?” Ama ertesi gün hava aniden bozulmuş. Rüzgar esmiş, yağmur başlamış. Günlerce sürmüş bu yağmur. Arılar dışarı çıkamamış. Bal stokları azalmaya başlamış. Kraliçe Mira endişeyle petekleri sayarken Liro, Naya’ya dönmüş:
“Keşke o gün çalışsaydık,” demiş. “Şimdi aç kalacağız.” Naya, biraz utanmış ama hala tam anlamamış. “Yağmur geçince yine toplarız,” diye geçiştirmiş. Ama yağmur günlerce sürmüş. Kovanın içinde bal neredeyse bitmiş. Minik yavru arılar aç kalmış. Kraliçe Mira üzülmüş. O an Naya’nın içi burkulmuş. “Benim yüzümden bu kadar az balımız var,” demiş sessizce. Ertesi sabah güneş doğduğunda, yağmur sonunda durmuş. Naya erkenden uyanmış. İlk defa diğerlerinden önce kanatlarını açmış. “Bugün herkesten çok çalışacağım!” demiş kendi kendine. Sabahın serinliğinde çiçekten çiçeğe uçmuş. Poleni toplayıp kovana taşımış. Güneş batana kadar durmadan çalışmış. Liro ona gülümseyerek yaklaşmış: “Naya, sen bugün harikaydın! Bak, senin sayesinde petekler yeniden dolmaya başladı.” Naya’nın kalbi sevinçle dolmuş.
Küçücük emeğinin bile koca bir kovanı nasıl mutlu ettiğini o anda anlamış.

Tembel Bal Arısının Masalı

O günden sonra bir daha tembellik etmemiş. Kovanın en çalışkan arılarından biri olmuş. Hatta genç arılara her sabah şöyle dermiş: “Bir damla bal, bir damla emekten doğar. Küçük çabalar büyük mutluluklar getirir!” Ve o kovan, yıllar boyunca tatlı balıyla meşhur olmuş. Her damlasında biraz Naya’nın emeği, biraz da sorumluluk duygusu varmış.

Miniklerimizin ilgisini çekebilir;  Orman Kulübesindeki Ayı Bobo’nun Masalı

Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.