Can ve Serçelerin Hikayesi

Can ve Serçelerin Hikayesi

Mayıs 27, 2025 0 Yazar: Uyku Masalları

Bir zamanlar, küçük bir deniz kasabasında Can adında yedi yaşında bir çocuk yaşarmış. Can’ın en büyük zorluğu sabahları erkenden uyanmakmış. Annesi her sabah odasına girip perdeleri açar, güzel bir şarkı mırıldanarak onu kaldırmaya çalışırmış. Ama Can, sıcak yatağından ayrılmak istemez, başını yastığa gömermiş.

O sabah da yine aynı şekilde zor uyanmış. Gözlerini ovuştura ovuştura kahvaltı masasının yolunu tutmuş. Annesi gülümseyerek önüne sıcak bir omlet hazırlamış. “Can bugün hava çok güzel, okuldan sonra parka gitmek ister misin?” diye sormuş. Can bu teklife çok sevinmiş çünkü parka gitmeyi çok severmiş. Can parkta oyuncaklarla oynamak yerine kuşları izlemeyi, onların cıvıltılı ötüşlerini dinlemeyi tercih edermiş. Hele sabah saatlerinde, kuşların cıvıltıları ona neşeyle dolu bir konser gibi gelirmiş. Can hemen okula gitmiş ve derslerin bitişini beklemiş. Okuldan çıkınca annesiyle birlikte parka gitmişler. Bankta otururken Can birden bir şey fark etmiş. Hava çok sıcakmış ama kuşların içebileceği hiçbir su kabı yokmuş. Bu duruma üzülen Can “Anne, kuşların su içmek için bir kapları yok. Hava çok sıcak onlarda susamış olabilirler” demiş. Annesi düşünceli bir şekilde başını sallamış. “Haklısın Can. Peki bu konuda ne yapabiliriz sence?” Can bir süre düşünmüş. “Evde boş yoğurt kapları var. Onları suyla doldurup buraya getirebiliriz anne!” demiş. Annesi bu fikri çok beğenmiş. O akşam Can ve annesi birlikte birkaç plastik kap temizlemiş, onları boyayıp süslemişler. Ertesi gün okula gitmeden önce bu kapları parka götürüp gölge yerlere bırakmışlar. Her birinin içine taze su koymuşlar. Bu fikir Can’ın öğretmeninin de dikkatini çekmiş. Can sınıfta olanları anlatınca öğretmeni gözlerinde gururla gülümsemiş. “Ne güzel düşünmüşsün Can! İstersen bu fikri tüm okulda uygulayalım,” demiş. Bir hafta içinde, okulda “Doğaya Bir Damla Sevgi” adında bir etkinlik düzenlenmiş. Öğrenciler evlerinden getirdikleri plastik kutuları dönüştürmüş, su kapları yapmış. Kimileri mama da getirmiş; bazıları kapların üzerine doğayla ilgili güzel sözler yazmış. Okulun bahçesine, yakınlardaki parklara ve sokak köşelerine bu kaplar yerleştirilmiş. Öğrenciler her gün dönüşümlü olarak bu kapları kontrol etmiş, sularını yenilemiş. Bu güzel hareket sadece okulda değil, kasaba genelinde duyulmuş. Belediyeden gelen ekipler, çocukların yaptığı bu anlamlı çalışmayı desteklemiş. Hatta bazı dükkanlar da kapı önlerine mama ve su kapları koymaya başlamış. Can bir sabah okula giderken yol üzerindeki parkta iki küçük serçenin su içtiğini görmüş. Gülümseyerek durmuş, onları izlemiş. “Afiyet olsun küçük dostlar,” demiş sessizce.

Can ve Serçelerin Hikayesi

O andan itibaren, Can’ın sabahları uyanması artık daha kolay olmuş. Çünkü artık her gün doğaya bir katkı yapmanın heyecanıyla uyanıyormuş. Sabah serinliğinde, kuşların cıvıltıları arasında yürümek onun için en güzel motivasyon olmuş. Ve böylece, küçük bir çocuğun kalbinden çıkan bir iyilik, bir kasabanın doğaya olan sevgisini yeşertmiş. Kimse bunu zorla yapmamış. Sadece doğaya duydukları sevgiyle, Can’ın serçeleri için düşündüğü küçük bir fikirle başlamış her şey. Gök gürültülü bir yaz akşamında bile, o küçük serçeler artık susuz kalmazmış. Çünkü onları düşünen minik yürekler her zaman varmış. Gökten üç damla yağmur düşmüş: biri Can’a, biri serçelere, biri de bu hikayeyi dinleyen güzel çocuklara…

Miniklerimizin ilgisini çekebilir;  Bir Elin Nesi Var İki Elin Sesi Var

Daha fazla hikaye okumak isterseniz Hikayeler kategorimizi inceleyebilirsiniz.