
Çayırkent’in Sessiz Tavşanı Mira’nın Masalı
Temmuz 1, 2025Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, çiçeklerin gökyüzüne kadar uzandığı, kelebeklerin gölgelerde salındığı yemyeşil bir yer varmış. Buranın adı Çayırkent’miş. Burada sincaplar ceviz taşır, kirpiler top oynar, cırcır böcekleri her akşam şarkı söylermiş. Ama en sevimli hayvanlar hiç şüphesiz pamuk gibi tavşanlarmış. Bu tavşanlardan biri de Mira’ymış. Mira, yumuşacık beyaz tüyleri, kocaman kulakları ve içten gülümsemesiyle herkesin dikkatini çeker, ama konuşurken bazı harfleri yuvarlayarak söyler, bazen de kekelermiş. Özellikle “r” harfini bir türlü düzgün söyleyemezmiş. Her ne kadar nazik ve akıllı olsa da, bu durumu onun içine kapanmasına neden olurmuş.
Okuldaki derslerde Mira soruları bilse de parmak kaldırmaktan çekinirmiş. İçinden “Ya yine kekelersem? Ya herkes gülerse?” diye geçirirmiş. Sınıfta konuşurken yüzü kızarır, kulakları bile pembeleşirmiş. Bir gün öğretmenleri, sınıfa güzel bir duyuru yapmış: “Yarın şiir günü! Herkes en sevdiği şiiri hazırlasın ve sınıfta okuyacak!” Demiş. Tüm öğrenciler sevinmiş. Kimisi ne okuyacağını hemen seçmiş, kimisi heyecanla annesine sormuş. Mira da çok sevinmiş. Çünkü küçükken annesinin okuduğu bir şiiri ezbere bilirmiş. Hemen eve koşmuş, şiiri defterine yazmış, aynanın karşısında okumaya başlamış. Arada kekelese de, yine de çok mutluymuş. Ama ertesi gün geldiğinde işler beklediği gibi gitmemiş. Sınıfta herkes sırayla şiirini okumuş. Sıra Mira’ya geldiğinde birkaç öğrenci arkadan fısıldaşmaya başlamış. “Şimdi kekeleyecek,” demiş biri. “Zaten ne dediği anlaşılmıyor,” diye gülmüş bir başkası. Mira’nın yüreği sıkışmış, sesi boğazında düğümlenmiş. Titreyen elleriyle defterini kapatıp koşarak sınıftan çıkmış. Gözlerinden yaşlar süzülürken, “Keşke hiç konuşmasaydım,” diye mırıldanmış. O günden sonra Mira hiç konuşmamış. Kimseyle oynamamış, teneffüslerde yalnız bir köşede oturmuş. Ne sorulara cevap vermiş ne de gülümsemiş. Öğretmeni Bayan Menekşe, Mira’nın bu halini fark etmiş. Bir sabah, Mira’nın sırasına özel bir paket bırakmış. Paketin üzerinde minik bir nota iliştirilmişti: “Konuşmadan da anlatabilirsin. İçindeki sesi notalara dök.” Mira paketi açmış. İçinde minik bir melodika varmış! Yanında bir not defteri ve renkli kalemler de eklenmiş. Mira şaşkın ve mutlu bir şekilde melodikayı eline almış. İlk önce çalmayı becerememiş ama vazgeçmemiş. Her gün okuldan sonra çiçekli çimenlerin arasına oturur, melodikayı üfleyerek melodiler üretmeye çalışırmış. Zamanla notalar bir dile dönüşmüş. Gözyaşlarını, umutlarını, hayallerini melodilere dökmüş. Ve o melodiler, etrafındaki kuşları bile susturacak kadar güzelmiş. Öğretmeni, Mira’nın çaldığı bir parçayı gizlice dinlemiş ve çok etkilenmiş. Okulda bir konser düzenlemeye karar vermiş. Mira’ya sormuş: “Bu konserin yıldızı sen olur musun?” Küçük tavşan önce korkmuş. “Ya yine gülerlerse?” diye sormuş. Ama öğretmeni onun elini tutup şöyle demiş: “Senin sesin, kelimelerden çok daha güzel şeyler anlatıyor. Sen, konuşmadan da anlatabilen nadir ruhlardansın. Ne konuşmandan ne de çalmadan utanmamalısın. Seni sen yapan kekeleyerek konuşman” Demiş. Konser günü gelmiş. Çayırkent Orman Okulu’nun sahnesi süslenmiş, ışıklar asılmış, hayvanlar toplanmış. Mira, sahneye çıkmış. Kalbi heyecandan pır pır atarken melodikasını dudaklarına götürmüş ve çalmaya başlamış. İlk notadan itibaren sessizlik olmuş. Tüm orman büyülenmiş gibi dinlemiş. Rüzgar durmuş, kuşlar susmuş, yapraklar bile kıpırdamamış. Müzik, Mira’nın içinden çıkıp tüm kalplere dokunmuş. Konser bittiğinde herkes ayakta alkışlamış. Alkışlar arasında daha önce onunla alay eden arkadaşları da varmış. Bazıları gözyaşlarını bile tutamamış.

Konserden sonra herkes küçük tavşanın yanına gelmiş, özür dilemiş ve onun ne kadar özel biri olduğunu söylemiş. Mira ilk defa yüksek sesle gülmüş. “Artık konuşsam da konuşmasam da fark etmez,” demiş. “Ben, kendimi ifade etmeyi öğrendim.” O günden sonra Mira hem konuşmuş, hem çalmış, hem de dans etmiş. Artık kelimeler onun için sadece bir yolmuş, notalar ise kalbinin sesiymiş. Çayırkent’te artık kimse bir başkasının sesiyle alay etmemiş. Çünkü herkes anlamış ki; bazen en güçlü sözler, hiç konuşulmadan söylenenlerdir.
Daha fazla uzun masal okumak isterseniz Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.